31 Aralık 2013 Salı

Para harcamayı bilmeyen milyoner

İşte bu yazı, yeni yıla kabarık bir cüzdan ve bol sıfırlı bir banka hesabı ile girmek isteyen, daha Milli Piyango biletleri satış kuyruğunda iken bile kafasında o mağazadan çıkıp bu mağazaya girenler ve ertesi gün hayallerinin suya düştüğünü görenler ve suda yüzenler üzerine yazılmıştır.
Bütün bir yıl iş güç arasında unuturuz zengin olmayı da, giderayak 'bari yılın son gününde yakalayayım şu beni bekleyen bileti' telaşına düşeriz hani. Yeni yıla paralı girmek isteriz. Benim bu bilete şu anda dokunacağım daha ben doğmadan alnıma yazılmış. Gelip almazsam eğer, hatırı kalır gibi anlamlar yükleriz kendimizce. Çıkarsa anlatacağımız, çıkmazsa kendimize saklayacağımız anlamlar.

Paranın işlevi sadece hayatı kolaylaştıran bazı şeyleri satın almak olduğu halde, her insanın bu olayı kendisine göre, farklı şekillerde yaşadığını biliriz.
Bizim mahallede bir Bedriye vardı mesela.
Evine biri gelecek korkusu ile yaşardı kadın. Birisi gelecek te, belki de çay pişirecek, çaya iki şeker atacak, belki de bir bardak isteyecek diye. Bir pişirdiğini üç gün yediği, çayı orjinal haline, çeşme suyuna, gelene kadar ısıtıp ısıtıp içtiği söylenirdi onun.
Elinden gelse, hayatından parayı tamamen çıkarıp sadece köyden gelen bulgurlar, kurutulmuş sebzelerle yaşamak isterdi ama, kaderin gözü kör olsun ki, bazen onların yanına katık yapmak için bir şeyler satın alması gerekirdi. Taze sebze, et, şeker, yağ gibi.
Kocası fabrikada çalışırdı ve eve geldikten sonra da tablasını alır meyve satmaya çıkardı. Çocukları olmamıştı. İşten değil, dişten artar dedikleri gibi, evet oluyor, birkaç sene içinde üç katlı bir ev yaptırdılar bunlar kendilerine. En üstte ve en küçüğüne kendileri geçtiler. İki ev kiraya, tablaya ve işe devam.
Kadını  üçüncü kattan sebzeciye uzattığı sepetine para koyarken görmek, paranın bazı insanlar için para olmaktan çıkıp, çanlarından birer parça haline geldiğini anlamaya yetiyordu. Çırılçıplaktı sanki o an.
Herkes, ama herkes onun elinde tuttuğu şey ile ilgileniyordu ve o elini yakan şeyi görenler, bilenler gelip onun canını alacaklardı. Bir an önce içeri girip, kapıyı da birkaç yerinden kilitlemek gerekirdi.
Kocası öldü sonra.
Kendisi ondan çok genç olduğu için, hala aynı şekilde, yaşıyor. O da öldükten sonra, evleri kardeşinin çocuğuna kalacak. Noterde halletmişler.  

Benim yakınen şahit olduğum bir cimrilik örneğiydi bu ama aynı mantık başka bir olay esas anlatmak istediğim.
Amerikalı multimilyoner Robert W. Wilson, geçtiğimiz Noel bayramının ikinci günü, oturduğu lüks dairesinin balkonundan aşağıya atıyor kendisini.
Zamanı geldiğinde gideceğini daha önceden yakınlarına söyleyen 87 yaşındaki Wal Street milyoneri, her şeyi önceden planlamış. Daire dedimse yani bildiğimiz gibi değil, çok lüx. New York'taki Central Park'ın batı yakasındaki San Remo binasından. Apartmanda Steven Spielberg, Demi Moore, Glen Close,Steve Jobs falan yaşamış, yaşıyor. O kadar.

1969 yılında riskli yatırımlar üzerine kurduğu Wilson&Associates firması ile 800 milyon doları bulan bir servet yapan Amerikalı, 1986 yılında emekli olduktan sonra varlığını yavaş yavaş dağıtmaya başlıyor.
Yardım kuruluşları, akraba, yeğenler herkes payını alıyor ama dağıtmakla bitiremiyor parasını adam. İnsan hakları örgütlerine ve yeşilcilere büyük meblağlar veriyor.
Ateist olduğu halde Katolik okullara yaptığı bol sıfırlı yardımları, diğer okullardan daha iyi eğitim veriyorlar diye açıklayan milyoneri tekrar dinine döndürmek istiyor New York başpiskoposu. Ama o, ben dönmem yolumdan, siz dönün diyor. Dönün ama bir problem var, işinizi kaybedersiniz.

Öldüğünde hala dağıtamadığı, yüz milyon değerinde bir hissesi olan adam, bir evlilik yapmış ama eşinden yıllar önce ayrılmış. Çocukları yok. Yıllar içerisinde homoseksüel olduğunu açıklayan Amerikalı cimriliğe varan tutumluluğu ile  ünlü.
Taksiye hiç binmez, hep metro kullanırmış mesela. Zorda kalır da binerse eğer, yanına bir yolcu daha aldırır ve ücreti onunla paylaşırmış.
"Para ile yapabileceğiniz en aptalca şey onu harcamaktır," diyen milyonerin harcayamaya kıyamadığı paraların keyfini başkaları çıkarıyor şimdi. Varlığı ve yokluğu başka birer dert olan para herkese göre değil yani. Yemeyi de bilmek gerekiyor. Yoksa diziliveriyor boğazınıza. Bela oluyor.
Yemeyenin malını, bizde de dedikleri gibi, bir güzel yiyorlar yani.
Son günlerde paradan çok konuşuldu ama bu da başka bir yönü işte.
Para harcarken (tabi kendi paranızı) zevk almanız dileğiyle...

Wilson'ın da yaşadığı San Remo binası


Bron. Volkskrant, 30 Aralık 2013, Arie Elshout

Sitenizden Facebook Sayfasına Otomatik Yazı Atın

Facebook sayfalarını güncel tutmak önemlidir.Sayfa çalınacağından korkup başka yönetici almamış olabilirsiniz .Sürekli paylaşım yapmak size can sıkıcı gelebilir peki siz yokken sayfa nasıl güncel kalacak?Facebook sayfanıza siz yokken de paylaşım yapabilirsiniz.Örneğin birkaç gün internete giremeyeceksiniz işleriniz var sayfanız boş mu kalacak bu sayfa hayranları için ve sayfa için olumsuz bir durum olabilir.Şimdi size nasıl facebook sayfanıza otomatik paylaşım yapabileceğinizi siz yokken de sayfanızı güncel tutabileceğinizi anlatmaya çalışacağım.


Şimdi bunu yapmak için RSS Graffiti uygulamasından faydalanacağız.Bir siteden veya bir sayfadan kendi sayfanıza paylaşım nasıl yaptırılır bunu açıklayalım.İnternet sitelerinin RSS leri vardır bu RSS ler sitede paylaşılan bilgiye kayıt olma takip etmek için kullanılır.Facebook sayfalarında da RSS vardır sayfa resminin en altında yazar Güncellemeleri RSS ile Al buna tıkladığınızda sayfanın paylaşımlarını takip edebileceğiniz linki görmüş olursunuz herhangi bir sayfanın paylaşımlarını kendi sayfanıza yönlendirebilirsiniz.bunu yapmak içinde RSS Graffiti uygulamasını kullanıcaz.

ilk önce burdan RSS Graffiti uygulamasına giriş yapın.Uygulamaya git diyoruz daha sonraclick here to authhorize .. yazısına tıklayın daha sonra sizden uygulama izinlerini kabul etmenizi isteyecek kabul ettikden sonra açılan yerde add feed yazan butona tıklayın.
Daha sonra aşağıdaki resimdeki işlemleri sırasıyla yapıyoruz.
1-Yapdığınız değişiklikleri buradan kayıt edebilirsiniz.
2-Bu bölüme sitelerden veya facebook sayfalarından aldığınız RSS linkini ekleyin
3-Bu bölüme sayfanızın adını ekleyin.
Save diyerek yapdığınız işlemi kayıt edin.Artık RSS linkini eklediğiniz sitenin veya facebook sayfasının yapdığı paylaşımlar sizin sayfanızda da gösterilecek.Bunu istediğiniz zaman kapatabilirsiniz.Tek yapmanız gereken uygulama ya girip aşağıdaki resimde on olan butonuoff konumuna getirmek böylece sayfanıza aktarılma durmuş olur.

İşte 2013'ün Son Günü,2014'e Son Bir Gün Kala


Evet arkadaşlar,tekrar sizlerin karşısında,kimine göre saçma,kimine göre özgün,kimine göre garip yazılarıyla sizlere güncel haber ve bilgi sunuyorum,umarım yazdığım blog yazılarını beğenirsiniz.



Bildiğiniz gibi 2014'e giriyoruz,girdikde diyebiliriz artık :) çünkü bu akşam tekrar ölüme doğru bir adım daha atma günümüz olacak,insanlar kendilerinin hep uzun yaşıyacağını ve hiç ölmeyeceklerini o anlık zannedip ölümü unutur,fakat ölüm her zaman bahçe kapısının önündedir.Ne zaman bahçe kapısındaki güvenlik sona ererse o zamanda insan sona erer.
    Sizleri fazla sıkmadan direk konuya geçelim,dediğim gibi 2014'e son 1 gün kaldı,bu 2013 yılında bir çok büyüğümüzü kaybettik,bir çok ünlü öldü,savaşlar öldü gibi gibi bir çok şey oldu,İnşAllah bu tür mutsuz olaylar 2014 yılında karşılaşmayız diye umut ediyorum.

Uzun lafın kısası,hepinize HAYIRLI,BARIŞ,SEVGİ DOLU MUTLU SENELER


Bilinenblog yazarı Serhat AKGÜL...
Beni bu adresten edebilirsiniz. https://www.facebook.com/serhat.akgul.94?ref=tn_tnmn
Bu adresten ise sitemizi takip edebilirsiniz.https://www.facebook.com/bilinenblog

29 Aralık 2013 Pazar

2014'te kaç gün tatil yapacağız?

2014'te kaç gün tatil yapacağız?

Her yeni yıla sayılı günler kala en merak edilen konuların arasında, o sene resmi tatillerin hangi günlere denk geleceği yer alıyor. 2429 sayılı kanuna göre düzenlenen resmi tatillerde izinli olan çalışanlar ve öğrenciler her yıl bu günleri iple çekiyor.
2014'te kaç gün tatil yapacağız?2013 yılında Kurban ve Ramazan Bayramı, resmi tatiller ve hafta sonu izinleriyle beraber toplam 117 gün tatil yapan çalışanlar ve öğrenciler, 2014'te iki gün daha az dinlenerek 115 gün izin yapacak. 2014'ün ilk tatili ise 31 Aralık'taki yılbaşı gecesinin ardından 1 Ocak Çarşamba günü olacak.

Çarşamba gününe denk gelen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve perşembe günü olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde de birer gün tatil yapılacak.

2014'ün en güzel sürprizlerinden birini ise pazartesi gününe denk gelen 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı yapacak. Hafta sonu tatiliyle birleşecek olan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı 3 günlük tatil yapma imkanı verecek.

RAMAZAN VE KURBAN BAYRAMI TATİLLERİ

27 Temmuz Pazar günü Ramazan Bayramı Arifesi ile başlayan ve 30 Temmuz Çarşamba günü sona eren bayram tatili üç mesai gününe denk geliyor. Böylelikle hafta sonu tatiliyle birlikte toplamda 5 gün izin yapılabilecek.

2013 yılının en uzun tatili olarak bilinen ve 9 gün izin yapılan Kurban Bayramı ise yeni yılda bu imkanı veremeyecek. 3 Ekim Cuma günü Kurban Bayramı Arifesi Günü ile başlayan tatilinin birinci ve ikinci günü hafta sonu olacak. Pazartesi ve Salı günleri de 3. ve 4. gün tatillerine denk gelecek Kurban Bayramı boyunca toplamda 5 buçuk gün izin yapılmış olacak.

Toplamda 14,5 gün olan resmi ve dini bayram tatillerinin 3,5 günü de hafta sonuna denk geliyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın cumartesi gününe rastlaması nedeniyle, bu gün, hafta sonu tatilinde geçirilecek. Çarşamba gününe denk gelen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tatili ise 28 Ekim Salı günü öğleden sonra başlayarak 1,5 gün yapılacak

.

Dünya'nın Sonu

Google Play'da gezerken gördüğüm bir kitabın açıklamasını okuyayım dedim,okudum ve açıklaması bile bu kadar güzelse okuması daha iyidir diye düşündüm,sizlere bunu paylaşmak istiyorum.

Hareket halindeki bir trende uyandığınızı düşünün. Tren çok hızlı bir şekilde ilerliyor ve gittikçe sürati artıyor sanki. Ve duracağı da yok. Trenden inmek mümkün değil. Pencereden kafanızı dışarıya uzatıp ileriye baktığınızda orada tek gördüğünüz koyu bir sis bulutudur. Raylar sisin içine dalıp kayboluyor. Yanınızdan geçen görevliye diye sorduğunuzda, cevabını alıyorsunuz. diye sorduğunuzda, diye karşılık veriyor. İşte böyle bir durumda ne yaparsınız?“Nereye gidiyoruz?”“Bilmiyorum,”“Ne zaman varacağız?”“Belli değil,”
Aslında bizim hayatımız bu trenin durumuna birebirbenzemektedir. Doğduğumuz andan itibaren herdaim ilerleyen ve gittikçe hızlanan zamanınakıntısıyla sürükleniyoruz. Zamanı durduramıyoruz.Bu seyahatte ben yokum diyemiyoruz. Vesürüklenmeye devam ediyoruz. İleriye baktığımızdaolacakları hiç kestiremiyoruz. Önümüz kapkaranlık.Her an her şey olabilir. Kesin olarak tek bildiğimiz buseyahat aniden ölümle sonuçlanacaktır. Fakatölümden sonra ne var, tam bilmiyoruz. Çevremizdekiinsanlara nereye gittiğimizi sorduğumuzda, net bir
cevap alamıyoruz. Hatta bu duruma hiç aldırışetmemeleri, bizi daha da çıldırtıyor. Seyahatleri hiçbitmeyecekmiş gibi davranıyorlar. Ancak böyleolmadığını çok iyi biliyoruz. Bu durumda neyapabiliriz?
Trenin başına doğru ilerleyip makinistlekonuşabilsek ondan net bir cevap alırız diyedüşünebilirsiniz. Ama makiniste erişmek mümkündeğil; çünkü vagonumuz treni idare eden kişidenuzakta ve aramızda geçiş de yok. Ne yapacağız?Biraz düşündüğümüzde birileri tren dediğimiz bu







İnstagram Nedir ?

instagramInstagram ilk olarak Iphone için yapılmış ücretsiz bir fotoğraf paylaşma ve fotoğraf düzenleme uygulamasıdır. Artık android platform'lu cihazlarda da bu uygulama kullanılabilmektedir. Ünlülerin kendi günlük yaşam fotoğraflarını bu yazılım üzerinden paylaşması ile instagramı takip edenlerin sayısında patlama meydana geldi. Instagram'ı, Kevin Systrom ve Mike Krieger adlı iki girişimci kurmuştur. Telefonunuzla önce bir fotoğraf çekersiniz daha sonra Instagram uygulamasıyla dilerseniz fotoğrafınıza çeşitli efektler uygulayabilir dilerseniz hiçbir efekt uygulamadan istern Instagram sitesinde isterseniz de Twitter, Facebook, Foursquare, tumblr gibi sosyal mecralarda fotoğraflarınızı kolayca yayımlayabilirsiniz. Instagram uygulaması o kadar çok sevildi ki dünya üzerinde şuan 27 milyon kullanıcı tarafından kullanılmaktadır. Instagram uygulamasının hem android hemde ios'lu cihazlarda kullanılabilmesi uygulamanın kullanılırlığını artırmıştırinstagram
Bu program ile fotoğrafı çekilen eski bir ayakkabı, ağaç, araba, kedi, gün batımı kısacası aklınıza gelebilecek her şey birkaç dakika içerisinde sanki profesyonel bir fotoğrafçının veya photoshop sanatçısının elinden çıkmış gibi ilgi çekici olabiliyor. iphone ile çekilen fotoğraflar öylesine şaşırtıcı sonuçlar veriyor ki ‘iPhoneography’ adıyla bir sanat akımı bile oluşmuş durumda.
Kullanıcıların Instagramla çekmiş efekt uygulamış yada uygulamamış fotoğraf örneklerine Dış bağlantılar başlığı altında ki "Instagram ile çekilen fotoğrafların yayımlandığı websitesi" linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Peki Instagram uygulamasını nasıl kullancağım?

Instagram uygulamasını 8 adımda yüklemek ve kullanmak:
1- Önce Instagram’ı AppStore’dan iPhone veya ipod Touch cihazınıza indirin ve kurun.
2- Kayıt Ol (Sign Up) kısmından kendinize bir kullanıcı adı ve şifre oluşturun.
3- Paylaş (Share) bölümünden fotoğraf çekimi yapın veya cihazınıza yüklenmiş bir fotoğrafı seçin. Cihazınıza yüklenmiş bir fotoğraf seçerseniz boyutlarını yeniden düzenlemeniz gerekecektir. Çünkü instagramda bütün fotoğraflar kare şeklinde.
4- Fotoğrafınızı çektikten veya cihazdan seçtikten sonra istediğini efekti resme uygulayabilirsiniz. Bu efekt ile resmin bir kısmını bulanıklaştırmak ve minyatür özelliği vermek mümkün.
5- Ekranın altındaki mevcut filtrelerden birini seçin ve "Sonraki" (Next) tuşuna basın.
6- Fotoğrafınıza bir ad verin, çektiğiniz yerin coğrafi noktasını belirleyin.
7- İsterseniz fotoğrafınızı Twitter, Facebook, Flickr, Tumblr, Foursquare, Posterous veya Email aracılığıyla paylaşabilirsiniz.
8- Tamam (Done) tuşuna basarak işlemi sonlandırın. Artık fotoğrafınız Instagram’da ve paylaşmak istediğiniz sosyal medya ağlarında görülebilecektir.


Google ne demek ?

Google Nedir?

Google, “googol” sözcüğünün üzerinde oynanmasıyla ortaya çıkmıştır. Edward Kasner adındaki Amerikalı matematikçinin yeğeni Milton Sorotta tarafından üretilmiş olan “googol” sözcüğü 1 ve onun ardından 100 sıfırın gelmesiyle oluşan rakamı belirten matematiksel bir terimdir. Google’ın bu terimi kullanması, şirketin dünyadaki tüm bilgiyi organize etme misyonunu yansıtırGoogle
Google dünyanın en büyük arama motorlarından birinin ve geliştiricisi olan şirketin adıdır. Stanford’da doktora yapan iki öğrenci, Larry Page ve Sergey Brin, Google’ı 1998'de 25 milyon dolar yasal sermaye ile kurdu. Şirketin GooglePlex denen merkez ofisi Kaliforniya’da bulunur ve tüm dünyada 7,000 üzerinde personel barındırır.

Google’nin Teknolojisi

Google’ın arama teknolojisi ve kullanıcı arabirim tasarımı Google’ı günümüzün ilk nesil arama motorlarından farklı kılar. Sadece anahtar kelime veya meta arama teknolojisi kullanmak yerine, Google en önemli sonuçları ilk getiren, gelişmiş PageRank™ teknolojisine dayanır.
PageRank ağ sayfalarının önemini nesnel bir ölçeğe uyarlar; bu 500 milyon değişken ve 2 milyar terimden oluşan bir denklemin çözülmesiyle hesaplanır. pagerank ağın çok sayıda bağlantılı yapısını düzenleyici bir araç olarak kullanır. Doğal olarak, Google, Sayfa A’dan Sayfa B’ye kurulmuş her bağlantıyı, Sayfa A’dan Sayfa B’ye bir “oy” olarak yorumlar. Google bir sayfanın önemini aldığı oylarla belirler. Google ayrıca oyu veren sayfanın oy oranını (pagerank) da dikkate alır.
Google’ın komplike ve otomatikleştirilmiş arama metodları, insan müdahalesine engel olur. Diğer arama motorlarından farklı olarak; Google, hiç kimsenin daha yüksek listeleme yapamayacağı ve ticari amaçla sonuçları değiştiremeyeceği bir şekilde yapılandırılmıştır.

Google’nin Verdiği Hizmetler

Google ofis desteği http://docs.google.com
Uydu fotografları ile harita desteği
http://maps.google.com ( harita ve uydu görüntüleri)
http://moon.google.com ( Ay’ın uzaydan çekilmiş görüntüleri)
http://mars.google.com ( Mars’ın uzaydan çekilmiş görüntüleri)
Google dil desteği
http://services.google.com/tcbin/tc.py ( Google türkçe dil desteği : Google Sizin Dilinizde Projesi)
http://www.google.com/language_tools ( Google’ın birçok dildeki web sayfasını ve metni İngilizce’ye tercüme eden ve yine İngilizce web sayfalarını ve metinleri başka dillere tercüme eden hizmeti)
Google üzerinden indirilebilen uygulama hizmetleri
http://talk.google.com (Google’ın Gmail hesabı olanlar için hazırladığı internet üzerinden mesajlaşma ve sesli görüşme yapılabilecek program)
http://earth.google.com (Yeryüzünü ince ayrıntılarına kadar üç boyutlu görmeye yarayan programın indirilebildiği site, Google Earth)
http://pack.google.com/ (Google’ın bütün programları bulunan paket programı)
GSM (GPRS üzerinden internet) hizmetleri
http://www.google.com/sms/ ( amerika bölgesel cep telefonu haritası upload hizmeti)
http://www.google.co.uk/sms/ ( ingiltere bölgesel cep telefonu haritası upload hizmeti)
Diğer hizmetler
http://google.com/ig (Google Kişiselleştirilmiş Giriş Sayfası)
http://www.google.com/reader (Google Reader interaktif rss & ATOM okuyucu)
http://images.google.com (Resim, fotoğraf, grafik, çizim arama motoru)
http://video.google.com (Video arama motoru)
http://groups.google.com (E-posta grubu hizmeti Google Groups)
http://blogsearch.google.com (Blog arama hizmeti)
http://www.google.com/patents (Google Patents şu anda 7 milyon tane patentli ürünün teknik çizim şeması mevcut. )
http://trends.google.com/ (Google da en çok aranan kelimeler)
http://books.google.com (Basılı kitaplar arama motoru)
http://scholar.google.com Akademik makaleleri, kitap bilgilerini ve göndermeleri arama motoru)
http://catalogs.google.com (Yayınevlerinin kataloglarını aramaya ve sayfa sayfa okumaya yarayan motor)
http://news.google.com (İngilizce Haberler)
http://reader.google.com (RSS ve ATOM okuyucu hizmeti)
http://labs.google.com/sets (Aynı kümeye giren başka sözcükleri öğrenmeye yarar)
http://labs.google.com/ (En son geliştirilme sürecindeki google prototip proje uygulamaları hakkında )
http://www.froogle.com (İnternet üzerinden ürün satın almak isteyenler için karşılaştırma şansı sağlayan arama motoru)

Dış Bağlantılar



Kaynak: http://google.nedir.com/#ixzz2otbo4SfJ

3 boyutlu yazıcıdan çikolatalı portreler

İngiltere'de bulunan Choc Edge isimli bir şirket, müşterilerine sıra dışı bir hediye hizmeti sunmaya başladı. 

Dünyanın ilk 3 boyutlu çikolata yazıcısını üreten şirket, tamamen çikolatadan yapılan portreler satıyor. Üstelik portreler müşterinin istediği kişi oluyor. Müşteri şirketin internet sitesine portresini istediği kişinin fotoğrafını gönderiyor. Daha sonra da 3 boyutlu yazıcıdan çikolata ile yapılan portre adrese ulaştırılıyor. Müşteriler çikolata seçimi bile yapabiliyor. Portreler 50 (177 TL) ile 80 (284 TL) sterlin arasında değişen fiyatlara satılıyor. 

DIŞ HABERLER 

Türkiye'nin İlk Kürt Heavy Metal Grubu Ferec

Kürtçe de 'karanlıktan aydınlığa geçişin arifesi' anlamına gelen Ferec grubu onlar, Hakkâri’de yaşayan dört arkadaş 2002 yılından beri Hakkâri’de ferec adıyla müzik yapıyorlar. ,


Türkiye’nin ilk kürtçe heavy metal grubu

10 yıl önce Hakkârili dört gencin kurduğu heavy metal grubu Ferec, Van'daki izleyiciye ilk kez geçen sene "Konser Van'da, Dayanışma Her Yerde" Programı ile seslenmişti. Bizde sizler için grubun solisti Fuat Taş ile Ferec'i konuştuk.

Fuat'a göre Ferec'in sözcüsü olduğu isyan, birey temelli.  "Sadece Kürt çocukların değil, Gazzeli, Atinalı, Parisli çocukların da isyanıdır. Ezilenlerin öfkesi evrenseldir ve bu öfkenin yoğunlaştığı çığlıklardan biridir Ferec."
Hakkâri’de heavy metal nasıl mı olur demeyin buyurun birde onlardan dinleyelim
— Grup üyeleri hakkında bilgi edinebilir miyiz?
Grup üyeleri Cemal Kaya elektro gitaristimiz ( işsiz), İsmail Kurt bass gitaristimiz arada bir markette çalışır, Erkan baran bateristimiz Diyarbakır’da konservatuar öğrencisi ben Reh Fuat grubun solisti ve kurucusu ayrı ayrı barlarda canlı performans yapıyorum ve enstrüman eğitimleri kursu vermekteyim….
— Sadece müzikle mi uğraşıyorsunuz?
Evet sadece müziklen uğraşıyoruz
— Helikopter albümü piyasaya çıkalı ne kadar oldu?
2009 yılının ekim ayında çıktı…
—Şu ana kadar nasıl tepkiler aldınız, satış grafiği hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yapımcımızın dediğine göre satışlar gayet iyi ama bir metal albümün çok az basıldığı ve dinleyici kitlesinin darlığı göz önüne alındığında, Türkiye’de yayınlanan metal albümlerinden daha kötü bir satış grafiğinin olmadığını söyleyebiliriz. Bu çalışmamızın bir ilk olması nedeniyle arşiv değeri var ve yapımcımız SES plak’ın gerekli özeni gösterdiğini söyleyebiliriz.
Şu ana kadar genellikle olumlu tepkiler aldık. Müziğimize dönük Ne iyi nede kötü çok kapsamlı eleştiriler almadık, Grup çoğunluk Hakkârili olmamız, Hakkâri’de yaşıyor ve müzik yapıyor olmamız ve artı Kürtlüğümüz ilgi konusu oldu. Yalnızca bir müzik dergisinde (blue jean) albümümüzle ilgili bir değerlendirme çıktı. Sadece bu değerlendirme bile gözümüzü biraz daha açma, müziğimizin nasıl görüldüğünü bilme ve bundan sonraki çalışmalarımızda ön açıcı olmaya yetecektir…

— Neden Helikopter?  Özel bir yeri var mı?
Kçükken oyunlarımızdan biri, hatta en heyecan verici olanı helikopterleri kovalamaktı. Peşlerinden helikopter, helikopter diye çığlık çığlığa koşardık. Zamanla helikopterin masum bir şey olmadığı öğrendik. Savaş ve ölüm demekti helikopter, henüz çocuk olduğumuz ve heyecan veren bir şey olan helikopterin hiç de öyle olmadığını öğrenmenin kirlenmiş çocuk düşlerimizin öfkesidir helikopter.

— Bölgemizde Kürtler Heavy Metal'a ilgi gösteriyor mu?
İlgi görüyoruz diyelim. seviliyoruz yalnız bu sevginin metalden ziyade bize olduğunu biliyoruz metal müzik dinleyen Kürtlerde var elbette, daha çok gençler ve öğrenciler çoğunlukta, mesele Van ve Diyarbakır’da verdiğimiz konserlerde ciddi bir metal müzik dinleyicisi kitle olduğunu gördük..
— Konserleriniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Nasıl karşılandınız
İlk Kürtçe metal albümünün sahibi olarak müzik tarihine geçtik, metal yapıyor olmamız muhtemelen yadırganmıştır da, yaşamın bu kadar zorlu olduğu bir yerde yaşamın doğrudan maddi üretimine dayalı olmayan her uğraş yadırganır. bir endüstri toplumu ürünü olan metal müziğinin birey kültürünün olmadığı geleneksel bir toplum içinde var olmasının zorluğundan, fakat biz insanlığın giderek bir topluluk olduğunu biliyoruz. Bunun maddesel temellerinin Hakkari’de olmaması aslında çok belirleyici değil yaşadığımız çağda sadece yerel değil global bir gündeme de sahip olmamızın bireyselleşmeyi hızlandıracağına inanıyoruz…

Sadece siyaset yaşanmıyor buralarda âşık da olabiliyoruz. Kavgada ediyoruz, şarkı sözleri isyankâr olabilir ama karamsar da değiliz. iyimser olmak bizim dünyaya bakış açımızın en önemli parçası, biz umut üretmeye çalışıyoruz sadece itiraz etmek için haykırmıyoruz, sadece küfretmiyoruz, Dünyanın iyi olabileceğine ilişkin umut da besliyoruz..

İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve Van konserlerimiz çok keyifli geçti inanılmaz bir ilgi ile karşılandık özellikle Barışa Rock Festivali ve Uluslar arası Gençlik Kmpı sahneleri inanılmaz güzel geçti.  Van’da sadece canlı performans yapıyorum 2. albüm hazırlıkları içinde olduğum için konserlere çıkamıyorum.

— Ferec ne demek?
Şafaktan önce gökte görülen son yıldızdır Ferec. Kendisi de müzikle çok ilgili olan bir işadamı dostumuz grubumuzu adının Ferec olmasını önerdi. Hemen benimsedik.
—Geleceğe dair planlarınızda ne var?
Dünyanın her yerine gitmeyi planlıyoruz elbette henüz tarzımızı tam olarak oturttuğumuzu söyleyemeyiz, belki bir ilk olmanın yol açtığı bir durum bir yandan da çok zenginleştirici bir şey bir sentezde olabiliyoruz ama bizde itiraz edilecek bu kadar şey ve Kürt gırtlağı ile isyan duygusu oldukça durmayacağımızı da biliyoruz…
— Bir ilk olmanızın size getirdiği avantaj veya dezavantajlar nelerdir
Arşiv değerinin olması…
— Geçiminizi sadece müzik yaparak mı gideriyorsunuz?
Müzik dışında yapacak bir şey yok zaten.. Olsa da yapamayız diye düşünüyorum örneğin sözleşmeli müzik öğretmenliğini yaptım 4 yıl boyunca sarmadı 4 yılın ardından bıraktım. Tekniker olduğum için işe alınacaktım düşündüm kabul etmiş olsaydım belki de müziğimde bu kadar başarılı olmazdım o nedenle biz müziğin emekçileriyiz. Müzik dünyamız ve müzik olmazsa olmazlardan deyip ek yapmayı düşünmedim. Özel dersler dışında, tabi oda yine müzik dersleri…
— Ferec grubu nasıl oluştu, hepiniz arkadaş mısınız? Ve grupta kaç kişi emek veriyor
Daha önce Rock ve Protest müzik yapan 10 kişilik bir gruptuk. 2002 yılında bölündük ve kalan biz 4 kişi Ferec’i kurduk bu ayrışma döneminde zaten yaptığımız müzik bizi tatmin etmemeye başlamıştı. Giderek Hard Rock ve metal müziğe kaydık, diğer müzik tarzları, içimizdeki duyguyu dışa vurmamız noktasında yetersiz geliyordu ve bizim açımızdan giderek arabeske dönüşme riski taşıyordu. Gelenek ne kadar önemli de olsa yani bireysel kültürler oluşuyor. Farklı bir çığlık olmak gerekiyordu. Heavy metal bize çığlığımızı bastırmayacağımız imkânı veriyordu… Hepimiz çocukluk arkadaşıyız ve uzaktan akrabalıklar vardır…
— Heavy Me-tal müzik sizin için ne ifade ediyor?
İçimizdeki isyan dolu duyguları dışa vurmaya yetiyor mu bilmiyorum ama metal müzik o kadar derin bir müzik tarzı ki içinde bir çok şeyi barındırır. Yaşamak lazım, metal müzik yapmak lazım ki ne ifade ettiğini görebilmek için, yeraltı müziğidir ifadesi güçtür dediğim gibi yaşamak lazım.
Hakkari ve Van halkının size bakış açıları nasıldır?
Metal müzik yapmaya karar verdiğimiz dönemlerde Türkiye’de şiddetli satanizm tartışmaları vardı. Tepkiler daha sertti fakat insanlar zamanla alışmaya başladı. daha sonrada bizi ve yaptığımız müziği sevmeye başladılar, bakış açılar şimdilik gayet normal güzel Hakkari ve Van’da ve gittiğimiz her yerde olumlu karşılanıyoruz…

Hakkâri’nin heavy metal Ferec grubu kaç kişiden kimlerden oluşuyor?

Vokalde Fuat Taş, basta İsmail Kurt, Gitarda Cemal Kaya, davulda Erkan Baran. Ya da gruptaki adlarıyla sırayla Reh (Kürtçe Kök demek),  Afıriş (Yaratılış), Baratarna (Milattan önce yaşamış Kürt kralı), Zede (Fazla).BASKALENEWS

Blog Yazısı

Ödüle layık blog yazıları
Sabahları erkenden kalk, mükellef bir kahvaltının ardından geç internetin başına ve günlük gazeteleri oku. Sonra siteye bir göz at, gelmişse eğer mesaj veya yorum onları yanıtla. Ondan sonra da günlük yazını yaz ve gönder. Yazın onaylanır onaylanmaz telif ücretin banka hesabına yatsın. O gün formundaysan, otur başka yazılar da yaz, hani yani yazamadığın günler için, yedek yazılar.
Ne güzel olurdu, değil mi?
Ev geçindirecek kadar olmasa da ufak tefek masrafları klavye gücüyle karşılamak…
Hayali bile güzel!
Güzel elbette ama madalyonun bir de öteki yüzü var tabii. İnsan bu tür hayallere dalınca ister istemez “Nereden gelecek bu değirmenin suyu?” diye merak ediyor. Pazarlamak istediğimiz yazılarımız bizi mutlu edecek bir artık değeri yaratacak yahut bir kaynak oluşturacak nitelikte mi? Reklam gelirleri, blog yazarlarını ihya edecek bir havuzu oluşturabilir mi?
İnternet okuru kitap okuru gibi değil ki, maymun iştahlı ve alternatifi bol. Canı sıkılınca bir tık darbesiyle geçiveriyor hemen başka yazılara. Yazıda kullanılan başlık veya ilk cümle olta niyetine kullanılmazsa kaçıveriyor işte. Ne dört satırlık şiirlere meyilli, ne de bilmem kaç bölüm süren pehlivan tefrikası gibi yazılara. Yedik, içtik, oynadık, eğlendik yazıları da hoş ama kabak tadı vermemek gerekiyor kanımca.
Bu tür eleştiriler dile getirildiğinde verilecek yanıt hazır:
“Sayfa benim değil mi? İstediğimi yazarım, beğenmeyen okumasın efendim!” deniyor!
Ama öte yandan üye sayısı artarken, günlük yayına verilen yazılarda da bir düşüş yaşanıyor. Kaldı ki yazılar herhangi bir denetlemeden geçmiyor. Yani efendim, Başak Hanım’ın dediğinin aksine onaylanan yazılarda imlâ kurallarına riayet, konu bütünlüğü, “giriş-gelişme-sonuç” bölümlerinin olması şartı pek aranmıyor. Yeter ki yazının içeriğinde küfür, hakaret içeren sözcükler olmasın ve mümkünse tartışma yaratmasın. Gerçek bir denetimde yazıların yüzde doksanının yayına alınmayacağı aşikâr.
Bu durumda üyelere yönelik “akçeli” bir taltif veya ödüllendirme oldukça zor görünüyor. Zaten bu konuda MB idaresi de oldukça deneyimli. Haftanın bloğu seçilecek bir yazıya ödül olarak verilecek bir fotoğraf makinesinin bile bilmem kaç kuvvetinde depreme neden olduğunu unutmuş olduklarını sanmıyorum.
Ama her şeye rağmen ve itirazlara yer vermeyecek şekilde bir ödüllendirilmeye gidilebilir. Milliyet. com. tr okurlarına verilen “En çok haber okuma” ödülünün bir benzeri blog yazarları için de düşünülebilir. İdare tarafından oluşturulacak bir yazı kurulunun haftanın bloğunu seçmesi pek zor bir şey değil ve seçiyor zaten. Burada amaç sadece ödüllendirmek değil, diğer yazarları da yönlendirmek ve teşvik etmektir.
Kıstaslar belli zaten…
İmlâ kurallarına riayet ediyorsa…
Sayfa düzenini göz yormayacak şekilde ayarlamış ve ideal bir uzunluktaysa…
Hangi konuda yazarsa yazsın “giriş-gelişme ve sonuç” bölümlerinde titiz davranmışsa…
Düşündürüyor, gülümsetiyor, hüzünlendiriyor veya bilgilendiriyorsa…
Kısaca; okuyana bir şeyler verebiliyorsa…
Sembolik de olsa bir ödülle taltif edilmeli ve emeğinin karşılığını almalı o yazının sahibi.
Kabul etmek gerekirse sitemizde bir durağanlık söz konusu, “yaz rehaveti” deyip geçmemek gerekiyor. “Bizler burada yazılarımızı paylaşıyoruz, üyeleri yarıştırmayalım” söylemleri de pek bir anlam ifade etmiyor. Zaten kimseyi zorla yarıştırmak mümkün değil. Ama öte yandan emek verilmiş yazıları da değerlendirmek ve yukarıda da belirttiğimiz gibi, teşvik edici bir şekilde ödüllendirmek gerekiyor.
Beğeniler farklı olabilir, aşağıda kendi ölçülerime göre beğendiğim, ödül almaları gerektiğine inandığım ve linklerini verdiğim yazılar elbette tartışmaya açıktır ama kabul etmek gerekir ki tamamen bana ait bir değerlendirmedir ve bu liste uzatılabilir.
Saygılarımla.

Ödüle layık blog yazıları



21 Aralık 2013 Cumartesi

Saniyenin Önemi Buna Denir

Google Plus (+)'da gezinirken gördüm,ve blog sitemde paylaşayım dedim.İşte saniyenin önemi buna denir.Çocuk belki 5 saniye daha erken çıksaydı yandan gelen araç çocuğu aracın altına gelirdi.



Dünyadaki Tüm Diller


İnternette gezerken gördüm ve paylaşayım dedim.Alttaki dillerin hepsi wikipedia.org sitesinden alıntı yapılmıştır.!



1 000 000+ Deutsch • English • Español • Français • Italiano • Nederlands • Polski • Русский • Svenska 100 000+ العربية • Български • Català • Česky • Dansk • Eesti • Esperanto • Euskara • فارسی • Galego • 한국어 • Հայերեն • हिन्दी • Hrvatski • Bahasa Indonesia • עברית • Lietuvių • Magyar • Bahasa Melayu • Bahaso Minangkabau • 日本語 • Norsk (bokmål • nynorsk) • Oʻzbekcha • Português • Қазақша / Qazaqşa / قازاقشا • Română • Simple English • Sinugboanon • Slovenčina • Slovenščina • Српски / Srpski • Suomi • Türkçe • Українська • Tiếng Việt • Volapük • Winaray • 中文 10 000+ Afrikaans • Alemannisch • አማርኛ • Aragonés • Asturianu • Kreyòl Ayisyen • Azərbaycanca • বাংলা • Bân-lâm-gú • Basa Banyumasan • Башҡортса • Беларуская (Акадэмічная • Тарашкевiца) • বিষ্ণুপ্রিয়া মণিপুরী • Bosanski • Brezhoneg • Чӑвашла • Cymraeg • Ελληνικά • Fiji Hindi • Frysk • Gaeilge • Gàidhlig • ગુજરાતી • Ido • Interlingua • Íslenska • Basa Jawa • ಕನ್ನಡ • ქართული • Kurdî / كوردی • Кыргызча • Latina • Latviešu • Lëtzebuergesch • Lumbaart • Македонски • Malagasy • മലയാളം • मराठी • مصرى • مازِرونی • Монгол • မြန်မာဘာသာ • नेपाल भाषा • नेपाली • Nnapulitano • Нохчийн • Occitan • Piemontèis • Plattdüütsch • Runa Simi • شاہ مکھی پنجابی • Scots • Shqip • Sicilianu • Srpskohrvatski / Српскохрватски • کوردی • Basa Sunda • Kiswahili • Tagalog • தமிழ் • Татарча / Tatarça • తెలుగు • Тоҷикӣ • ภาษาไทย • ᨅᨔ ᨕᨙᨁᨗ / Basa Ugi • اردو • Vèneto • Walon • ייִדיש • Yorùbá • 粵語 • Žemaitėška 1 000+ Bahsa Acèh • Адыгэбзэ • Arpitan • ܐܬܘܪܝܐ • Avañe’ẽ • Авар • Aymar • Ænglisc • Bahasa Banjar • भोजपुरी • Bikol Central • Boarisch • བོད་ཡིག • Chavacano de Zamboanga • Corsu • Deitsch • ދިވެހި • Diné Bizaad • Dolnoserbski • Emigliàn–Rumagnòl • Эрзянь • Estremeñu • Føroyskt • Furlan • Gaelg • Gagauz • 贛語 • گیلکی • Hak-kâ-fa / 客家話 • Хальмг • ʻŌlelo Hawaiʻi • Hornjoserbsce • Ilokano • Interlingue • Иронау • Kalaallisut • Kapampangan • Kaszëbsczi • Kernewek / Karnuack • ភាសាខ្មែរ • Kinyarwanda • Коми • Кырык Мары • Dzhudezmo / לאדינו • Лакку • ພາສາລາວ • Лезги • Líguru • Limburgs • Lingála • lojban • Malti • 文言 • Māori • მარგალური • Mirandés • Мокшень • Nāhuatl • Nedersaksisch • Nordfriisk • Nouormand / Normaund • Novial • Олык Марий • ଓଡି଼ଆ • অসমীযা় • पाऴि • Pangasinán • ਪੰਜਾਬੀ • Papiamentu • پښتو • Перем Коми • Pfälzisch • Picard • Къарачай–Малкъар • Qırımtatarca • Ripoarisch • Rumantsch • Русиньскый Язык • संस्कृतम् • Sámegiella • Sardu • Саха Тыла • Seeltersk • ChiShona • සිංහල • Ślůnski • Soomaaliga • Sranantongo • Taqbaylit • Tarandíne • Tok Pisin • faka Tonga • تركمن / Туркмен • Удмурт • Uyghur / ئۇيغۇرچه • Võro • Vepsän • West-Vlams • Wolof • 吴语 • Zazaki • Zeêuws 100+ Akan • Аҧсуа • Armãneashce • Bamanankan • Bislama • Буряад • Chamoru • Chi-Chewa • Cuengh • Eʋegbe • Fulfulde • Gĩkũyũ • 𐌲𐌿𐍄𐌹𐍃𐌺 • Hausa / هَوُسَا • Igbo • ᐃᓄᒃᑎᑐᑦ / Inuktitut • Iñupiak • كشميري • Kongo • Latgaļu • Luganda • Reo Mā`ohi • Mìng-dĕ̤ng-ngṳ̄ • Молдовеняскэ • Na Vosa Vakaviti • dorerin Naoero • Nēhiyawēwin / ᓀᐦᐃᔭᐍᐏᐣ • Norfuk / Pitkern • Afaan Oromoo • Ποντιακά • Qaraqalpaqsha • རྫོང་ཁ • Romani • Kirundi • Gagana Sāmoa • Sängö • Sesotho • Sesotho sa Leboa • Setswana • سنڌي • Словѣ́ньскъ / ⰔⰎⰑⰂⰡⰐⰠⰔⰍⰟ • SiSwati • Tetun • ትግርኛ • ᏣᎳᎩ • chiTumbuka • Xitsonga • Tsėhesenėstsestotse • Tshivenḓa • Twi • Тыва дыл • isiXhosa • isiZulu Other languages • Weitere Sprachen • Autres langues • Kompletna lista języków • 他の言語 • Otros idiomas • 其他語言 • Другие языки • Aliaj lingvoj • 다른 언어 • Ngôn ngữ khác

Tarihte Bugün 21 Aralık

Olaylar

Doğumlar


Leonid Brejnev
(ö. 10 Kasım 1982)

Ölümler


 

Subscribe to our Newsletter

Contact our Support

Email us: Support@templateism.com

Our Team Memebers