29 Aralık 2013 Pazar

Dünya'nın Sonu

Google Play'da gezerken gördüğüm bir kitabın açıklamasını okuyayım dedim,okudum ve açıklaması bile bu kadar güzelse okuması daha iyidir diye düşündüm,sizlere bunu paylaşmak istiyorum.

Hareket halindeki bir trende uyandığınızı düşünün. Tren çok hızlı bir şekilde ilerliyor ve gittikçe sürati artıyor sanki. Ve duracağı da yok. Trenden inmek mümkün değil. Pencereden kafanızı dışarıya uzatıp ileriye baktığınızda orada tek gördüğünüz koyu bir sis bulutudur. Raylar sisin içine dalıp kayboluyor. Yanınızdan geçen görevliye diye sorduğunuzda, cevabını alıyorsunuz. diye sorduğunuzda, diye karşılık veriyor. İşte böyle bir durumda ne yaparsınız?“Nereye gidiyoruz?”“Bilmiyorum,”“Ne zaman varacağız?”“Belli değil,”
Aslında bizim hayatımız bu trenin durumuna birebirbenzemektedir. Doğduğumuz andan itibaren herdaim ilerleyen ve gittikçe hızlanan zamanınakıntısıyla sürükleniyoruz. Zamanı durduramıyoruz.Bu seyahatte ben yokum diyemiyoruz. Vesürüklenmeye devam ediyoruz. İleriye baktığımızdaolacakları hiç kestiremiyoruz. Önümüz kapkaranlık.Her an her şey olabilir. Kesin olarak tek bildiğimiz buseyahat aniden ölümle sonuçlanacaktır. Fakatölümden sonra ne var, tam bilmiyoruz. Çevremizdekiinsanlara nereye gittiğimizi sorduğumuzda, net bir
cevap alamıyoruz. Hatta bu duruma hiç aldırışetmemeleri, bizi daha da çıldırtıyor. Seyahatleri hiçbitmeyecekmiş gibi davranıyorlar. Ancak böyleolmadığını çok iyi biliyoruz. Bu durumda neyapabiliriz?
Trenin başına doğru ilerleyip makinistlekonuşabilsek ondan net bir cevap alırız diyedüşünebilirsiniz. Ama makiniste erişmek mümkündeğil; çünkü vagonumuz treni idare eden kişidenuzakta ve aramızda geçiş de yok. Ne yapacağız?Biraz düşündüğümüzde birileri tren dediğimiz bu







0 yorum:

Yorum Gönder

 

Subscribe to our Newsletter

Contact our Support

Email us: Support@templateism.com

Our Team Memebers